11 Haziran 2016 Cumartesi

SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI VE RAMSAR ALANI


YERYÜZÜNDEKİ CENNET MEKANLARDAN BİR YER DAHA GÖRMEK İSTERSENİZ İŞTE SİZE YAHYALI VE ONUN EŞSİZ GÜZELLİKTEKİ SULTAN SAZLIĞI
    SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI VE RAMSAR ALANI


   Öncelikle sizlere Milli Parkımızın
isim hikâyesinden bahsedelim. Osmanlı Sultanlarından 4. Murat 1636’da Revan seferine giderken, Yeşilhisar’da konaklamış ve otağını

şimdiki Köşk Pınar’ının bulunduğu yere kurdurmuştur. Ordu, 3 aydan fazla bir süre burada kalmış ve levazımat (Gerekenler, lazım olan şeyler. Askeri araç gereçlerin tümü.) taşıyan
hayvanların yiyeceklerini temin için Yay Gölü içinden bir yol açılarak, sazlığa geçiş sağlanmıştır. Yani Sultan Ordusu’na hizmet vermesinden dolayı sazlığımızın ismi "Sultan Sazlığı" olarak kalmıştır
Cami kebir Mahallesi: Kayseri ilinde yer almakta olup, Yahyalı Merkez semtinde bulunan Cami kebir Mahallesi Yahyalı ilçesin bağlıdır. Cami kebir Mahallesi haritası konumu ise 38° 6' 3.7296'' Kuzey ve 35° 21' 35.9892'' Doğu . Cami kebir Mahallesi bağlı olduğu Yahyalı ilçe merkezine 0 kilometre mesafe uzaklıktadır. Cami kebir Mahallesi Kayseri şehir merkezine mesafesi ise yaklaşık 70 kilometredir.





Yahyalı Belediyesi Cami kebir ve Fevzi çakmak mahalleri sınırları içinde kalan dağbağlı mevkisinde yapılması planlanan kentsel dönüşüm için çalışmalara başladı.
Yahyalı’nın modern bir şehir görünümü kazanması için kentsel döşünüm gerekli olduğunu belirten Yahyalı Belediye Başkanı Esat Öztürk  yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Başkan Öztürk “ TOKİ ile yapılacak olan kentsel dönüşüm çalışmaları son aşamaya geldi. Biz toki ile görüşmeden önce inşaat sektöründeki firmalarımız ve iş adamlarımızla kentsel dönüşüm için görüşmeler yaptık ama yapılacak projeye talip olan firma bulamadık. Kendi işçimiz, kendi ustamız, kendi esnafımız, kendi iş adamımız ekmek yesin istedik ama çok istekli olmadılar. Kentsel dönüşüm ile alakalı Toki’ den gelen uzmanlar projenin yapılacağı bölgede incelemelerde bulundular. Daha önceki yıllarda bu bölge için hazırlanmış ama hayata geçmemiş projeyi de yakından biliyorlar" dedi.
Başkan Öztürk, "Biz bu projeyi tekrar canlandırmış olduk. Dağbağlı bölgesinde kentsel dönüşüm ile 400 konut yapılacak. Bu konutlar üst gelir, orta gelir ve düşük gelir grubuna hitap edecek şekilde yapılacaktır. İçinde okulu, ticaret merkezi, yeşil alanı ve çocuk parkının yer aldığı kentsel dönüşüm projesi, 47.000 m²’si belediyemize ait toplam 84.000 m²’lik bir alanı kapsamaktadır. İnşallah burada belediyemize iyi bir gelirin de geleceğini ümit ediyorum. Allah nasip ederse önümüzdeki hafta pazartesi ön protokolü imzalamış olacağız. İlçemizde konut sıkıntısı var, insanlarımızdan talepte var. Kentsel dönüşüm yapılacak bölge meydanımıza çok yakın. İnsanlarımızın çok sevdiği ve şimdiden taleplerin olduğu bölgenin ayrıca çok güzel panoramik manzarası var. Hemşerilerimize şimdiden hayırlı olsun diyorum" diye konuştu

10 Haziran 2016 Cuma

DAMAT BÖREĞİ

Kayseri'nin Yahyalı ilçesinde ne yenir diye sorulduğunda bir çok yemek türü sayılabilir. 
Ancak keşfedilmesi gereken lezzetlerden biride damat böreğidir. 
Damat böreği tahinli ve şekerli olarak iki çeşitle karşımıza çıkmaktadır. Aslında hamurunda fazla bir şey yok un,su ve tuz ile yoğurulan hamurdur. Bunu evdede yapabilirsiniz ama önemli olan tandırda pişmesidir, tadı ordadır.
 
Yaz ayında YAHYALI'ya gelmeyi düşünüyorsanız damat böreğini  tatmanızı tavsiye ederim. Acaba bunu nerede yiyebiliriz diye sorarsanız  henüz herhangi bir mekan ve yer şimdilik yoktur.

YAHYALI Usulü Bezdirme Köfte



İftar için sizlere Kayseri’nin Yahyalı ilçesinin meşhur yemeği bezdirme köftesinin tarifini vermek istiyorum..
Yapımı kolay ve çok lezzetli bu tarifi denemenizi isterim..
Yanına ayran ,salata ve yufka ekmek ile muhteşem oluyor..
Ekmek sacında bile kolaylıkla yapılcak bir köfte.
Yahyalı'nın sevilen tatlarından, her damak tadına uyabilicek bir lezzet..


MALZEMELER
  • 500 gr. kıyma
  • 1 su bardağı ince bulgur
  • 1 çay kaşığı karabiber – kimyon
  • 1 tatlı kaşığı pul biber
  • 1 çay bardağı kadar doğranmış maydanoz
  • 1 adet kuru soğan
HAZIRLANIŞI
  • Öncelikle et ve bulgur dibekte iyice dövülür. Sonra maydanoz ve soğan koyularak dövme işlemine devam edilir. Et ve bulgur iyice ezilip birbirine yapıştıktan sonra, baharatlar ve tuz eklenir. Bir süre de elle yoğrulduktan sonra, yassı köfte şekline getirilerek fırın tepsisine dizilir. Odun sobasının fırın kısmında pişirilir ve sıcak servis yapılır.

PÜF NOKTASI

Odun sobasının fırın kısmında pişirilmesi ve etinin dibekte dövülerek hazırlanmasıdır.

Kef


KEF


                                                                                                                                                     


MALZEMELERİ;  

   Süt
   Berk yoğurt (süzme yoğurt)







Yahyalı'da kef yemeden güne başlamamalıyız. kahvaltımızın vazgeçilmezi olan kef yapılışı çok zahmetli bir o kadarda lezzetlidir. Hazırlanışı dolu dolu bir gün süren kef emeğimize değiyor ve tadına doyum olmuyor. Peki  nasıl yapıyoruz? Önceden mayaladığımız yoğurdu süzdürerek berk (süzme   yoğurt) hale getiriyoruz ve sütle karıştırıp pişirmeye başlıyoruz. Yavaş yavaş kaynamaya başlayan kefin taşmaması için üzerine az az süt ekliyoruz. Rengi koyulaşıncaya kadar bu şekilde devam ediyoruz ve en sonunda yorucu bir günün ardından kefimiz hazır hale geliyor. Emeklerimize değmiş tüm kahvaltılarımızda yiyebileceğimiz eşşiz muhteşem bir lezzet elde etmiş oluyoruz. Daha sonra soğumadan kaplara koyup soğuk bir ilinda muhafaza etmemiz gerekiyor. Yahyalıya gelipde yemeden yad da tatmadan asla gitmememiz gereken bir lezzettir.  Hatta sırf bu lezzeti tatmak için bile buraya gelmelisiniz. Emin olun hayatınızda yaptığınız en değişik kahvaltı ve tat denemesi olacaktır. Hepinizi Yahyalının bu eşsiz lezzetini denemek için buraya bekliyoruz.










DOLAZ


DOLAZ





Yahyalı’ya geldiğinizde tatmanız gereken lezzetlerden biri de yapılışıyla kolay ve pratik, ismi dolaz olan tatlımız dır. Pratikliği şöyle dursun aynı zamanda doğal. Çünkü tatlı olduğu halde şeker kullanmıyorsunuz. Yufka ekmekle yemesi de bir başka.


Malzemeleri de her zaman elinizin altında bulabileceğiniz türden. İçinde neler var hadi hep beraber bakalım.


  • 3 çorba kaşığı nişasta,
  • 1 çorba kaşığı un,
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı,
  • 1 su bardağı pekmez,
  • Yarım çay bardağı su.






 

Yapılışı: Tüm malzemeleri bir tavaya ekleyin.  Koyu bir kıvama gelinceye kadar karıştıra karıştıra pişirin. İyice koyulaşınca bir tabağın içine istediğiniz şekli vererek yerleştirin. Üzerini  dövülmüş ceviz veya fındık ya da Hindistan cevizi ile süsleyebilirsiniz.








YAHYAGAZİ TÜRBESİ

YAHYAGAZİ TÜRBESİ


        KAYSERİ Yahyalı ilçemizde Anadolu’nun Türkleştirilmesi faaliyetlerine zemin hazırlamak üzere, Anadolu’ya gelen Türk güçlerince kurulmuştur. Türk güçlerinin önderliğini Seyidi Ali, Yahya Ali(Yahya Gazi) ve Benli Gazi’nin yaptıkları bilinmektedir.  Nitekim başta İlçemizin kendi adı olmak üzere bazı mahalleler şimdiki isimlerini bu şahıslardan almaktadır.
 
 
 
 
 
                                                                       
   İlçemizde bulunan Ulu cami önündeki türbenin Yahya Gazi’ye ait olduğu bilinmektedir. Yine Devlet Hastanesi’nin bulunduğu bahçede halen mevcut bulunan Kümbet içerisindeki kitabede yazılı bulunan 1075 tarihi yukarıda adı geçen kişilerin önderliğindeki Türk güçlerinin, bu tarihlerde Yahyalı'ya geldiklerini göstermektedir.
 
   Yahyalı'ya gelince gezilecek ve gezmeye değer yer olan Türbe 7-24 hizmetinizdedir. Yahyalı Devlet hastanesine yakın olmakla beraber hastaneden de yararlana bilir misiniz.

    İYİ SEYAHATLER DİLERİZ
 
 

       CEMİLE GAYA
 

ÜZÜMLÜ

                                                  ÜZÜMLÜ

Yahyalı yemekleri arasında ÜZÜMLÜ ’ nün yeri bir başkadır. Düğünlerimizin vazgeçilmez menülerinin arasında bulunmaktadır. Evlerimizde de sürekli yapılmaktadır. Üzümlü yapmak için siyah kuru üzüm, haşlanmış nohut, pekmez, siyah etten oluşan her türlü gıdayı taşıyan yemek çeşididir.


Malzemeleri:
250 gr. Nohut
1 kg kuru üzüm
2 yemek kaşığı tereyağı
Yarım kilo et
1 yemek kaşığı un
3 lt su
2 su bardağı pekmez
Bir tutam tuz
 
Yapılışı: Önceden nohut haşlanır. Üzüm ve et birlikte haşlanır. Başka bir kapta yağ ile un kavrulur. Kızarmış hale gelince kaynayan suya ilave edilir. Üzüm kabarıp şişene kadar kaynatılır. Pişince servise hazırdır. Afiyetle yenilir.

 
 

9 Haziran 2016 Perşembe

EVELEK [BATIRIK]

                                                              EVELEK [BATIRIK]   



                                    Yahyalı ya geldiğinizde tadılması gereken yemekler içerisinde
                                    EVELEK[BATIRIK]'ın ayrı bir yeri vardır. Evelek dediğimiz ot                                                     bahar ayının girmesiyle bahçelerin kenarlarında,dağlarda ve hozan                                               yerlerde yetişen ve tüketilen bitki türlerinin içerisinde yer almaktadır.

       Bu bitki toplanıp haşlanarak sarması ve batırık 
olarakda tüketilmektedir.
        Sıcak ve kaynayan suyun içine atılıp 3-5 dk 
haşlanıp farklı bir kaba alınıp soğuması beklenir
     Islatılmış düğünün içine küçük küçük doğranmış kuru soğan 
 yeşil soğan,maydonoz,2 yemek kaşığı sütyüzü,
2 yemek kaşığıda zeytin yağ,
              biraz süzme yoğurt(yahyalıda berk yoğurt olarak bilinir),
         tuz,pulbiber,toz biber ve yarım su bardağı su ile karıştırılır.
 Haşlanan evelek ve bu hazırladığımız iç harç ile 
batırığımız afiyet ile yenmeye hazırdır.


Yaz ayında YAHYALI'ya gelmeyi düşünüyorsanız EVELEK[BATIRIK]'i
      tadmanızı tavsiye ederim.Acaba bunu nerede yiyebiliriz diye sorular aklınızdan  geçmektedir.Bunu tadabileceğiniz herhangi bir mekan ve yer şimdilik yoktur.Yahyalıya geldiniz ve          EVELEK[BATIRIK]'ı tatmayı düşünüyorsanız; herhangi bir kapıyı çalıp bize bunu yaparmısınız derseniz kesinlikle bunun yanında başka yiyeceklerle  bu lezzetide tatmış olursunuz.

Yahyalı Elması

Yahyalı, elmasıyla ünlü bir ilçemizdir. Buranın toprak yapısının kuvvetli olması, sulama probleminin olmaması ve gece-gündüz arasındaki farkın uzun olması gibi nedenleriyle elma üretimi açısından uygun bir arazidir. Elma üretiminin hiç birinde hormon ve insan sağlığına zararlı ilaçları kullanmadan gerçek tadında ve aromasında ürünler elde ediliyor.



“Arapkızı, tam bodur, yarı bodur, golden, amasya, gransimit, stalgin, yeşil elma, arjantin” gibi elma çeşitleri üretilmektedir. Biyolojik yöntemleri bir arada toplayan üretim anlayışı ile ürünlerin doğal aroma ve tadını bozmadan tüketiciye kaliteli ürünler sunmaktayız.

Bol sulu olmasının yanı sıra aroması ve şeker oranıyla önemli bir değere sahip.


Hasat döneminde sofralık elma dışında tam olgunlaşmayan, büyümeyen veya ağacın altına dökülen elmaları işletmelere göndererek meyve suyu  yapımında değerlendiriliyor.
Elma yetiştirmede uygulanan bakım kadar depolama koşulları da önemlidir. Elma cinsine uygun sıcaklık ve oranlarına göre ayrılıp dalından koptuğu tazeliğinde soğuk hava depolarımızda muhafaza ediyoruz.

Üretilen elmaların soğuk hava depoları aracılığıyla Mısır, Irak gibi ülkelere ihracat ediyoruz.

Buraya gelipte sulu sulu elmamızı yemenizi tavsiye ederim :)

Yarma Aşı

YARMA AŞI ( SOĞUK ÇORBA)  



MALZEMELERİ

  • 1 Su bardağı nohut
  • 1Su bardağı yarma
  • 1Su bardağı yoğurt
  • Üzeri için bir tatlı kaşığı kuru nane


     Bu blogu yayınlamamın amacı,yaz aylarında yahyalı'ya gelmek istediğinizde bunaltıcı sıcaklığın ve yorucu yolculuğun ardından serinletici ve bir o kadar da doyurucu olan yarma aşı'nı sizlere tanıtmak istiyorum.Yarma aşı yoğurdun içerisine nohutun ve yarma'nın karıştırılıp ,üzerine bir tutam nane ile lezzetlendirilerek sunulan harika bir çorbadır.Yahyalıya gelipte bu harika lezzeti tatmanızı öneririm.

YAHYALI'LI HACI HASAN EFENDİMİZ

YAHYALI'LI HACI HASAN EFENDİMİZ



Yahyalı’nın maneviyat kaynağı

 Huzur iklimi

 İlim irfan yuvası

Ahirete ve dünyaya kılavuz



Hacı Hasan Efendi (k.s) 1914 yılında Kayseri'nin Yahyalı ilçesinin Kavacık mahellesinde dünyaya geldi. Büyük dedeleri, seyyitlerden Hacı Osmanzade, dedesi H. Ahmet Efendi, babaannesi de Halime hanımdır. Babaları Erbili Muhammed Esat Efendi Hazretlerinin halifesi Mustafa Hulusi Efendi'dir, anneleri Baba Hocalardan Hacı Mehmet Hoca'nın kızı Aişe Hanım'dır.

Her iki yönden peygamberimizin (s.a.v.) nur nesline dayanan asil bir ailedendir. Böyle bir ana babanın evlatları olan Hacı Hasan Efendi, daha çocuk yaşlarda, gelecekte insanlara büyük bir örnek olacağına işaret eden tavır ve hareketleri ile herkesin dikkatini çekiyordu.

Ondördünde vurdular manevi aşı

Durmadı akardı gözümün yaşı

dizeleriyle başlayan şiirlerinden anlaşıldığına göre ondört yaşında, babalarından vazife alarak fiilen tasavvuf yoluna girerler. Giyim-kuşam ve temizlik konusunda son derece dikkatlidirler. Dışlarında da, içlerindeki gibi bir düzen ve tertip hakimdi. Zamanın hakimlerinden Mustafa Hoca Efendi'nin fıkıh derslerine katıldılar. Dini eğitimin yasak olduğu dönemdir ve pederleri Mustafa Hulusi Efendi endişelidirler. Anneleri Aişe hanım: "Telaş etmeyin efendi, ben evladımı rüyamda Efendimiz (s.a.v.)'in dizinin dibinde okurken gördüm" buyurmuştur. Zaman hızla akıp gitmektedir. Bu ara Hacı Hasan Efendi, babaları Mustafa Hulusi efendi'nin medreseden arkadaşı, Adana yöresinden Ali Hoca'nın kızı Meryem Hanım ile izdivaç ederler. Çeyiz eşyası olarak bir yorgan, halı, heybe, yastık ve birkaç parça kab...

1939'da askerlik münasebetiyle Adana Dörtyol'a giderler ve sonrasında İstanbul Yalova'ya geçerler; bu arada da manevi hizmetlere devam ederler.

Sami Ramazanoğlu (k.s.)'nun Kayseri'nin Yeşilhisar ilçesindeki içmeye teşriflerinde, Babaları Mustafa hulusi Efendi, kayın pederleri ve Kılavuz Hafız ile ziyaretlerine giderler. Orada Sami Efendi Hazretleri, Mustafa Hulusi Efendiye hitaben: "Hasan Efendi'ye icabet veriyorum, bundan sonra ihvanın derslerini sormaya, vazife vermeye kendisini tayin ediyorum." der. Kadiri icazetinide yine aynı yerde 1965 yılında alırlar. Hacı Hasan efendi Adana Şeyhoğlu camii, sonraları da Ceyhan, Kozan, Niğde, Develi gibi çevre yerleşim yerlerinde vaazlarına devam etti.

1976 yılında çok ciddi bir şekilde şeker hastalığına yakalanırlar. Şekeri 450'ye çıkmış olmasına rağmen ihvana sohbete devam ederler. 1982'de gözlerinden katarak amaliyatı olurlar. 1987 yılında kalp rahatsızlığı sebebiyle, Kayseri Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakıma alındılar. 27 Ocak 1987 akşamı bir ihvanın evinde, elleri semaya açık iken dünya hayatına veda ettiler. Ertesi gün yurdun dört bucağından gelen gönüldaşların eşliğinde kendi yaptırdığı Yahyalı Kavacık mahellesindeki, Kalemdar camiine defnedildiler. Cenab-ı Hak şefaatlarına mazhar kılsın.



Hacı Hasan Efendi, zamanın irşad kutbu Mahmud Sami Hazretlerinden icazet aldıktan sonra (1939) ömrünün sonuna kadar manevi emaneti yerine getirmek üzere irşad sohbetlerine aralıksız devam etmiştir.

Hacı Hasan Efendi ( k.s ) Hazretleri, 1914 yılında Kayseri'nin Yahyalı İlçesi'nin Kavacık Mahallesi'nde dünyaya geldi. Dedeleri Hacı Ahmed Efendi, babaları Erbilli Muhammed Esad Efendi'nin halifesi olan Mustafa Hulusi Efendi; anneleri ise Baba Hoca Sülalesi'nden Hacı Ahmed Hoca'nın kızı Ayşe Hanım'dı. Hem anne hem de baba tarafından Peygamber Efendimiz'in nur nesline dayanan bir aileden idi.

Dönemin zorlu şartlarına ve kısıtlı imkanlarına rağmen Hacı Hasan Efendi'nin eğitimine büyük özen gösterildi. Yedi yaşında Kur'an-ı Kerim öğrendi. Devrin bazı alimlerinin, özellikle de babalarının rahleyi tedrisinden geçti. Kendisini kutbiyyet makamına ulaştıracak manevi yolculuğuna 14 yaşında başlayan Hacı Hasan Efendi takva sahibi, haya ve edep timsali idi. güler yüzüyle etrafını hep şefkat nazarıyla süzerdi. Gönüller Sultanı Ramazanoğlu Mahmut Sami Hazretleri'nin ifadesiyle O doğuştan veli idi. Babaları Şeyh Mustafa Hulusi Efendi'nin vefatı üzerine Sami Ramazanoğlu Hazretleri'nin emriyle manevi vekaleti devralan Hacı Hasan Efendi. bir ömür boyu sürecek irşad faaliyetlerine başladı. 50 yıla yakın zaman diliminde Adana, Kozan, Konya, Niğde, Develi, Yahyalı ve Kayseri dolaylarında ulaşabildiği insanlara sohbetleriyle hizmet etti, fahri vaizlik yaptı. Sohbetlerinin manevi hazzında zaman ve mekan unutulur, nefislerin ihtiras yığınları kaybolur, zihinlerde yepyeni dünyalar açılırdı. Dünyanın gamı kederi O'nun yanında unutulur giderdi. ilim, takva, tevazu, sabır, merhamet, şefkat ve letafet doluydu. Riyakarlığı sevmez, taassubtan hiç hoşlanmazdı. Hacı Hasan Efendi Hazretleri, sevenlerinin her türlü dertleriyle kendisini yıpratacak kadar ilgilenirdi. Hayatı boyunca dünyaya hiç meyletmedi. Zor zamanların bütün baskılarına rağmen inançlarından asla taviz vermedi. Ziyaretçilerinden iyiliği emredip, kötülükten nehyetmelerini isterdi. İlim ehline iltifat eder, keramete değil istikamete önem verirdi. O sohbet ve aşk ehli idi. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya olan aşkı ve muhabbeti sonsuzdu. Sevenlerinin ise O'na olan muhabbeti o kadar büyüktü ki; Türkiye'nin ve hatta dünyanın dört bir yanından insanlar bir kez olsun O'nu görebilmek, huzurunda boyun bükebilmek için akın akın gelirlerdi.

Hacı Hasan Efendi Fahr-i Kainat ( SAV ) Efendimiz'in izinde 72 yıllık örnek bir hayattan sonra 26 Ocak 1987 Pazartesi günü Kayseri'de dar-ı bekaya irtihal eyledi. Kabirleri Kayseri İli Yahyalı İlçesi Kavacık Mahallesi'nde kendi yaptırmış oldukları Kalender Camii'ndedir.



Yapmış olduğu vasiyeti ile bizlere hayat boyu ışık tutar…


"Vasiyetimdir.

Din Kardeşlerim !

Allah'ımızın emrettiklerine harfiyyen uymanızı,

yasakladıklarındanda harfiyyen kaçmanızı istirham ediyorum.

Hâlık-ı Zülcelâlin huzuruna yüzü kara gidiyorum

Adaletine değil ,lütfuna sığınıyorum.

Bizde sizler gibi ölenlerin vasiyetini çok dinledik.

Lâkin gaflet perdesini yırtamadık

İbret alıp uyanamadık

Ah! Ah!

Şimdi anladık fırsat kaçtı,tedarik ve telafi imkanı kalmadı.

gözlerinizi açın

ÖLÜM VAR!



Canlarım,ciğerlerim

Cenab-ı Allah'tan daima korkun

Allah'ın emanetini,kulların emanetini yerine getirin.

Her işte hiyaneti terkedin,iyiliği emredin kötülükten kaçındırın.



Bütün güzel ahlakların anası,tevazu,ilim ve cömertliktir.

Bütün kötü ahlakların anasıda dünya sevgisi ve nefsin arzusudur.



Evlatlarım!

Küslerle barışın,zulmedenleri affedin

vermeyenlere verin

kötülük edenlere iyilik edin

sabırlı olun

kanaatli olun

çok yemeyin,çok uyumayın

çok söz söylemeyin,salihlerle konuşun fasıklardan kaçının

Yavrularım,Canlarım!!!

Sizlere hakkıyla hizmet,hakkıyla kölelik edemedim

Kölenin ücreti olmazya

arkamdan yasinler.hatmi şerifler gönderin dualarınızı eksik etmeyin

Hakkınızı helal edin

Sizleri Aziz ve Celil olan Allah'a emanet ediyorum..."





Hacı Hasan Efendi (k.s) 

DEREBAĞ ŞELALESİ

DEREBAĞ ŞELALESİ

Derebağ Şelalesi Yahyalı'nın saklı cennetlerinden birisidir. Çağlayan sularıyla enfes bir manzaraya sahiptir.
Yahyalı Belediyemize ait restaurantlar da yemek yeme imkanı bulunmaktadır.
Ya da kendin yap kendin pişir içinde kamelyalar vardır.
Restaurantlarda yemek fiyatları her bütçe için uygundur. Ne yenilir diye soracak olursanız kuşbaşı, kiremit tava, balık, açık büfe kahvaltı gibi zengin bir menüyle hizmet vermektedir.
Osmanlıya has kahve ve içecek çeşitleri ile ziyaretçilere eşsiz bir damak zevki sunmaktadır.
Yahyalı merkezden 10 dakika mesafede bulunan Derebağ Şelalesi hafta sonlarınızı iyi değerlendirmek için güzel bir alternatif sunmaktadır. 








TIRKIŞ


                                                              

                                            TIRKIŞ 




  Yahyalı Yahyalı diyoruz, peki Yahyalı'ya gelince ne yiyip içiyoruz. İşte benim bu yazım sizlere  Yahyalı'ya gelince  tatmanız gereken lezzetlerden biri olan TIRKIŞ. Bu harkulade lezzet Yahyalı  bağlarından,bahçelerinden toplanan asma yaprağının yarma ve etli kemikle birleşmesiyle sizlere  sunulmaktadır. Hele de acı olursa değme keyfine. Peki Yahyalı'ya geldik Tırkışı nerede yiyeceğiz  diye soracak olursanız yakın zamanda bir yer açılıyor ama şuan sadece Yahyalı evlerinde .




GÖZLEME

Kayseri'nin Yahyalı ilçesinde ne yenir diye sorulduğunda bir çok yemek türü sayılabilir.
Ancak keşfedilmesi gereken lezzetlerden biride gözlemedir.
Gözlemede birden fazla çeşitle karşımıza çıkmaktadır.
Bunlar patatesli, domatesli, ıspanaklı, peynirli, kefli olmak üzere hazırlanmaktadır.




YAHYALI'nın Halısı (Rabia BAYRAKTAR - Huriye ÇATAL)

  


Yahyalı Halisi ülkemizde üretilen el halılarının en ünlülerinden birisidir. Halılarımız Türkiye'nin her yerinde ve özellikle Avrupa da tanınmakta ve Pazar bulmaktadır. Halıcılık ilçe ekonomisinde en önemli unsurlardan birisi olmasına rağmen, ekonomik krizlerin sürekli devam etmesi, ham madde ve isçilik maliyetlerinin artması, makine halılarının çoğalması ve el halılarından ucuz olması üretimde hızlı bir düşüşe neden olmuştur. Bu nedenle ilçemizde hemen her evde en az bir tane var olan hali tezgahı sayısı %75 oranında azalmıştır.    
     

  Yahyalı halıları % 100 yün olması, boyamada tabii boyalar ( kökboyası ) kullanılması, ilmik sayısının sıklığı ve modelleri ile tanınmaktadır. Çamur, asma yaprağı, ceviz kabuğu, ceviz yaprağı, cehri ve benzer birçok tabii malzeme hali ipi boyanmasında kullanılmaktadır. Bu boyaları başka el halılarında bulmak mümkün değildir. Yahyalı halıları kullandıkça ve eskidikçe değeri artan ve rengi solmayan bir özelliğe sahiptir. Maddi olarak enflasyona yenilmeyen bir değerdir Yahyalı Halisi. Yahyalı halisinin m² birim fiyatı ilmik sayısının sıklığına, dokumanın düzgünlüğüne göre değişmektedir. Halılar sergi olarak rahat bir kullanıma sahiptir. Divan, Seccade, Yolluk, Mihraplı, Göbekli, Dazbazı gibi değişik ebat ve ölçülere sahip modeller mevcuttur. Halıcılık Yahyalı halkının eskiden gelen kültürlerinden birisidir. Kadınlar yapağı (işlenmemiş) yünü alıp akarsularda temizleyerek yünlerini çıkrık ve kirmen ile eğirirler. İp haline getirirler. Ve bunları gelep haline getirerek bu yaptıkları ipleri doğada bulunan kökboyaları ile boyarlar. Örneğin Sırçan (Gri) renk iplik yapmak için balçık çamuru kullanılır. Ger (Kahverengi) yapmak için cevizin yeşil kabukları, Yeşeni (Zeytuni) için nane ve narpuz yaprakları, Gara (Siyah) için sütleğen otu kullanılır. Al (Kırmızı) renkli iplik yapmak için boya çili denilen bitkinin kökünden faydalanılır. Beyaz iplik için ise hiçbir katkı maddesi kullanılmadan yünün kendi renginden faydalanılır. Gök (Mavi) renk ise işin ilmini bilen kişiler tarafından özel boyanır. Ayrıca boya kullanılmadan yünün kendi renklerine göre de halılar dokunmaktadır. Halılar genellikle Kasım ayı ile Mayıs arasında el tezgâhlarına bir veya iki kişi tarafından dokunulmak'tadır. Bekar kızlar genellikle halıda hayallerini yada yaşamak istediği aşkı ve sevgiyi motif olarak işlemektedir. Evli hanımlar ise eşiyle yaşamış sorunları halıya yansıtmaktadır. Halıların ebadı genellikle 1.20 m eninde 2.10 m boyunda olur. Dokunan halılar tüccarlar tarafından halk pazarında görücüye çıkartılır. Ayrıca halılar çeyiz olarak ta kullanılmaktadır. Evlenme çağına gelmiş genç kızlar çeyizlerine mutlaka bir çift halıyı dokurlar ve alırlar.   
    Bir halının el halısı mı makine halısı mı olduğunu nasıl anlarız?
öncelikle iki imzayı yan yana aynı atabilir miyiz imkansız ! El halısında da desen geçişleri aynı deseni başka bir yerde işlerken yüzde yüz birbirini tutması çok zordur. bur dan anlayabiliriz. Dokuma halılarda ufak tefek kusur buluruz. Makine halısında ise kusur bulmak imkansızdır. Makine halısında bir birine paralel motifler birbirini tanımlamakta, irtek ilmek dahi atlanmamaktadır. Arkası çevrildiğinde çok aşırı nizamı bir görüntü bu halının bize makine halısı olduğunu ele verir. Kenar ovarlağına bakıldığında makineyle geçilmiş  ovarloğu hemen anlayabiliriz. El dokumaya geçtiğimizde ise boyası ve deseni gayri nizamidir. Sırtını çevirdiğimizde gerçekten güzel bir görüntüsü var ama makine halısı gibi nizami görüntü alamayız ovarlağına bakıldığında ise az yakından bakıldığında ovarloğun elle yapıldığını gayri nizami olduğunu görebiliriz.  Saçağına bakıldığında yünle pamuk olduğunu anlamamız mümkündür.
Böylece halının el halısı'mı makine halısı mı olduğunu anlarız